Azmak Çayı … Çayın hası !

Ürpertici bir doğa harikası olan Azmak çayı ile yıllar sonra tekrar buluştuk. Çarpıcı güzelliğinden elimde tuttuklarımı paylaşma zamanı. Azmak çayı ile buluşmamız dar vakitlere sığdı. Dar vakitler deyince önce Behçet Necatigil’in ‘Sevgilerde’ şiirine gitmek gerekir.

Sevgileri yarınlara bıraktınız

Bitmeyen işler yüzünden

(Siz böyle olsun istemezdiniz)

Siz geniş zamanlar umuyordunuz

Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek

Azmak çayında bir tekne turuna katıldık. Tur gezisi fedakarlık ister. Kendi kendinize pek kalamazsınız, tam istediğiniz gibi yaşayamazsınız geziyi. Dar vakitlerde, paylaşmasını bilmek gerek.

azmak_akyaka_bl01_fatihgelincik

Çayın rengi çok etkileyici, derin sularda olduğunuzu hissettiriyor. Tekne ilerledikçe suyun altındaki bitki örtüsü büyüleyici renkleriyle gözümüzü kamaştırdı.

azmak_akyaka_bl02_fatihgelincik

Orada demir atıp durmak lazım. Hani trende, metroda acil duruş için düğme, ya da kol olur ya öyle bir şey gerek.

azmak_akyaka_bl03_fatihgelincik

Tekne turunda bize ördekler, kazlar eşlik etmeye başlayınca ortalık şenlendi. Ama ben daha çok suyun rengine kilitlenmişim. Suyun altında çayırlar suya boyun eğmişler.

azmak_akyaka_bl04_fatihgelincik

Güneş ışığı harika yeşillikleri önümüze seriyor. Cennetlik bir yeşil …

azmak_akyaka_bl05_fatihgelincik

Kamerayı bu yeşil renkle doldurmak için dikkat kesilmişim. Makinalı tüfek gibi çalışıyor kameram.

azmak_akyaka_bl06_fatihgelincik

Bazı köşe bucak yerlerde ‘Özel mülktür girilmez’ tabelası görsek şaşırmayacağız. Suç işliyoruz sanki.

azmak_akyaka_bl07_fatihgelincik

Göz açıp kapayıncaya kadar bitiyor tur. Bir daha! Bir daha! Bu suya tekrar dönmek gerek. Azmak çayını, çayın hasını, güzelce demlemek gerek! Demlemek deyince de Melisa Gürpınar’ın güzelim Semaver şiirini kürsüye çağırmadan duramam:

bir semaver kadar yaşlı doğdum

demlendi yüreğimde

buruk ve karanlık

nice aşklar

Yanlış anlaşılmasın Azmak çayının tadı ya da çağrışımları buruk ve karanlık olmadı. Çayı demleyince öyle bir çağrışım oldu sadece. Artık kafaca sonbahara hazırlandığım için olsa gerek. Yoksa Azmak çayı yaşama sevgisi ile doldurdu içimizi. O kadar ki bu tekne turu için ÖTV alsalar da olur!

 

Ertesi sabah … Milleti uyandırmadan Azmak’ın kıyısına koşturdum. Boğaz kıyısnda olduğu gibi pek çok yer kapılmış ve kapatılmış. Lokantalara girmeniz gerekiyor.

Yürümeye devam ediyorum. Kıyılardaki su artık sığlaşıyor.

azmak_akyaka_bl08_fatihgelincik

Birisi Azmak çayına neden küser ki ! Neden sırtını dönmüş?

Nietzsche’nin bir deyişinin serbest çevirisi ‘Sahip olduklarımız arttıkça azalırlar’ diyor. Birileri Azmak’ı kanıksadı galiba. Yapmayın kardeşim. Azmak’ın kıymetini bilin …

 

Yükselen güneş ağır ağır akan suya ışık tutuyor…

azmak_akyaka_bl09_fatihgelincik

Yağlı boya bir tabloya bakar gibi bakıyorum. Sabahın bu saatinde yalnızım, Azmak çayı bir tek benim için akıyor. Behçet Necatigil’in ‘Saklı Su’ şiirindeki gibi …

Gür bitkiler altında bir benim için akar

Alıngan, onurlu

İstemez görsünler saklı su

 

Azmak turu –derler ya- insanın ölmeden önce yapması gereken şeylerden biri. Sakın kaçırmayın.

Cumalıkızık sokaklarında …

Cumalıkızık’ın UNESCO Dünya Mirası Programınca listelenen 1031 alandan biri olduğunu yeni öğrendim. İnsanlığın ortak mirası olarak kabul görüp onurlandırılan bir kızık köyü.   Kızık, Uludag’ın etekleri ile vadiler arasında sıkışıp kalan köylere denirmiş.

Güzel bir ilkbahar günü, Cumalıkızık’ın taş sokaklarında geçmişin renklerinin peşindeyiz.

Cumalikizik_Bl01_FatihGelincik

Hafta sonu ana sokaklarda kendinizi neşeli bir kalabalığın akışına teslim edebilirsiniz. Ama biz rahatça fotoğraf çekebilmek için ara sokaklara dalıyoruz.

Cumalikizik_Bl02_FatihGelincik

Yüksek taş duvarlı evlerin yanısıra taş duvarları ile birlikte ahşap çatkıların gözüktüğü evler de var. Zamanda seyahat etmiş gibi oluyorsunuz.

Cumalikizik_Bl03_FatihGelincik

Taş duvarlar, çatkılı duvarlar, dökülmüş sıvalar, kablolar .. Tam bir kaos, ama gözüme çok sevimli ve güzel gözüküyorlar.

Cumalikizik_Bl04_FatihGelincik

Bazı evlerin camları ya ayna olmuş, siz içeriye bakmak isterken size dışarıyı gösteriyor, ya da perdeler çekili …

Aklıma Tolstoy’un Anna Karenina romanına giriş için seçtiği düşündürücü genelleme geliyor. “Her mutlu aile birbirine benzer; her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine göredir.” Yapacağımı yaptım galiba; bir yerlere uçtum yine. Gerçi bugün burada durum çok farklı. Cumalıkızık mutlu insanların toplanma yeri gibi. Cazibesiyle, güzel bir gün geçirmeleri için insanları kendine çekmiş.

Mavi, mor tonlarını sevdiğimi dünya alem biliyor. Öğle güneşinin bir evin duvarına sunduğu kiremit gölgesi hoşuma gidiyor. Biraz da komiklik yapıp bir gülümseme koparıyorum…

Cumalikizik_Bl05_FatihGelincik

Cumalikizik_Bl06_FatihGelincik

Soldaki eski traktör epeyce kişiyi hatıra fotoğrafı için yanına çağırdı.

 

Cumalıkızık sokaklarında eski tarzları korunarak yenilenmiş evler de var, dökülen evler de.  Ben yıpranmış evlerde, duvarlarda güzellikler arıyorum.

Cumalikizik_Bl07_FatihGelincik

Cumalikizik_Bl08_FatihGelincik

Yukarıdaki fotoğrafta, naylon örtünün arkasından belli belirsiz seçilen kırmızı çiçeklere takıldım.

Cumalikizik_Bl09_FatihGelincik

“Kardeşim! Neden güzel, yenilenmiş, bakımlı evleri, sokakları çekmiyorsun da böyle dökülen evleri, duvarları çekiyorsun? Anarşit misin sen?” demeyin ne olur. Bence bunların hüzünlü bir güzelliği var. Bakın ünlü bir fotoğrafçı bana arka çıkacak şimdi.

Fotoğrafçı David duChemin, Vietnam’da yer yer sıvası dökülmüş, değişik sarı tonlarındaki bir duvarı ve önünde de kırık dökük bir bisikletin fotoğrafını çekmiş, yanına da not düşmüş: “Çürüyen duvarlar ve insan yapımı şeyler nedense beni çok etkiliyor; belki tüm yaptıklarımızın geçici olmalarından, belki de sadece doku ve renklerinden.”

Cumalikizik_Bl10_FatihGelincik

Yukarıdaki fotoğrafta gölgede kalışının etkisiyle bir ada gibi duran ev, geniş açı merceğin de yardımıyla gözümde ayrı bir kimlik kazandı.

Dar sokaklarda, güneş ışığının bıçak gibi yardığı duvarları arka fon alarak fotoğraf çekmeyi ihmal etmedik.

Cumalikizik_Bl11_FatihGelincik

Cumalikizik_Bl12_FatihGelincik

Bazı yerlerde de gölgelere sığındık.

Cumalikizik_Bl13_FatihGelincik

Bir başka sokak bizi taş duvarları, rengarenk boyanmış evleri ile karşıladı.

Cumalikizik_Bl14_FatihGelincik

Boyalı taş duvarlar alışık olduğum bir görüntü değildi. Ama çok hoşuma gitti.

Cumalikizik_Bl15_FatihGelincik

Yukarılarda bir yerlerde beni anarşitlikle suçlayan izleyiciye şunu da söylemek isterim : Elbette güzel, neredeyse kusursuz evler de vardı.

Cumalikizik_Bl16_FatihGelincik

Belli ki özenle bakılmış bir evi,” çekmeden olmaz, güzel bir açı bulmalı” diye düşünürken evin önündeki bir tabelada “Evin önünde foto çekmek ve çekinmek yasak” yazısını gördüm.

Cumalikizik_Bl17_FatihGelincik

Allahım ne günlere kaldık. Hevesim kaçtı, sırf ‘haber niteliği olsun’ diye bir fotoğraf çektim yine de. Benzer bir uyarıyı Bozcaada’da görmüştüm. O evin fotoğrafını da Bozcaada Evleri dizisinde inadına paylaşacağım. Tatar inadı!

Cumalikizik_Bl18_FatihGelincik

Gölgeler yavaş yavaş uzamaya başladı. Taş duvarlara, sarılı morlu, bakımlı, bakımsız, güzel evlere bir bakış daha atıp dönüşe geçiyoruz.

Cumalıkızık’ın bu defa sokaklarını çektik, bir dahaki gelişimizde de evlerinin içlerini çekeriz.

Dönüş yolunda bize şöyle tempolu, keyifl veren bir şarkı eşlik etmeli. Jennifer Warnes’ın “First we take Manhattan, then we take Berlin” şarkısı iyi gider. Aykırı sözler ve nefis bir gitar solosu…Tavsiye ederim.

 https://www.youtube.com/watch?v=W0rZ2CPCYBQ

Kar kış diyerek …

Kar olmadan kış bloğu olmaz diyerek bazı güncel fotoğrafları ötelerken zaman geçiverdi.

Karla birlikte sessizlik de yağar sanki. Geceyarısına doğru veya sabahın çok erken saatlerinde, üzerine basılmamış kara bata çıka yürümenin bir başka güzel yanı da kar sessizliğidir bence. Bizi, konuşmayı bırakıp sessiz kalmaya, o anın tadını çıkarmaya çağırır.

Gelin görün ki, bu defa, Bolu Gölcük’e geldiğimizde şiddetli lodosun etkisiyle savrulan  çamlar ve rüzgarın ürkütücü uğultusuyla karşılaştık. Çok kalamadık, tutunamadık … Biz suskun kaldıkça rüzgar çevremizde homurdandı durdu.

O günlerde ısınan hava nedeniyle ağaçlardaki karlar erimişti. Gölün buz tutmuş yüzeyi ile çelişen yeşil tonları benim hoşuma gitti.  Gölcük fotoğraflarının demirbaşı olan Orman Bakanlığı’nın şirin misafirhanesini çerçevede doğru yere yerleştirip fotoğrafımızı çektik.

Golcuk_FatihGelincik

Eskilerden birkaç Gölcük fotoğrafı daha …

Golcuk_14021_FatihGelincik

Golcuk_Yansima_01_FatihGelincik

Golcuk_13111_FatihGelincik

Bir dergide ünlü bir fotoğrafçı manzara fotoğraflarında insanların yer almasına karşı olduğunu belirtiyordu. Nedenini şöyle açıklıyor :” Fotoğrafta insan yer alırsa izleyicinin gözü ona doğru kayacak ve manzaranın etkisi azalacaktır.”

Yukarıdaki fotoğrafın çok benzeri bir manzara fotoğrafına bakalım ve yazara hak verelim.

Golcuk_13112_FatihGelincik

Gölcük’te çektiğim, mıknatıs gibi beni çeken misafirhanenin yer aldığı onca  fotoğrafı düşünürken bir çağrışım beni okyanus ötesine taşıdı. Nereden nereye …

Kahramanımızın adı Nicholas Nixon. 1975 yazında eşinin ve onun üç kızkardeşinin fotoğrafını çekmiş. Bir yıl sonra, kızkardeşlerden birinin mezuniyet gününde kız kardeşlerin fotoğraflarını, bir yıl önceki fotoğrafta yer aldıkları sırada, tekrar çekmiş. Bu bir gelenek haline gelmiş. Sonunda, iletişim çağında “Brown Kızkardeşler” fotoğraf serisi bir olay olmuş. New York Times’da “40 yılda 40 portre” başlığıyla haber olmuşlar. Bu fotoğraf serisinden ve gazetedeki yorumdan ne kadar etkilendiğimi anlatamam. İspanya’da, Granada’da sergilendiğinde sergiyi gezenler resmen ağlamışlar.   İlgi duyanlar için bu haberin bağlantısını paylaşmam gerekiyor.

http://www.nytimes.com/interactive/2014/10/03/magazine/01-brown-sisters-forty-years.html?_r=0

Aslında benim bu bloğa, burada ara verip sizin, tüm fotoğrafların yer aldığı bu gazete haberini okumanızı beklemem gerekiyor. Gazetedeki haberin yazarı da, bir roman ve öykü yazarı. Çok da güzel yorumlamış.

Oldu olacak, Gölcük fotoğrafımıza dönerken bir başka fotoğraf serisinden daha bahsedeyim.  Murad Osmann adlı bir Rus fotoğrafçı 2011 yılından bu yana kız arkadaşı ile çıktığı gezilerdeki fotoğrafları ile dikkati çekmiş. Fotoğraf serisinin özelliği –imzası- bir manzara ve fotoğrafın hemen ortasında, bize sırtı dönük bir kadın. Bazan sağ, bazan da sol kolunu geriye doğru uzatmış ve eliyle fotoğrafçının elini tutuyor. Tamam bu seri farklı –pop tarzında-, hatta kız arkadaşı bazı fotoğraflarda baş rolde yer alıyor.  Bu değişik seriye de bir göz atın bence.

http://www.dailymail.co.uk/news/article-2285781/Murad-Osmann-Photographers-amazing-pictures-girlfriend-leading-hand-globe.html

 

Evet. Bloğumuza geri dönelim.Iklim_Degisikligi_FatihGelincik

Birkaç saat arayla aynı dal parçasını katı ve sıvı hallerde -yani nerdeyse!- gördük. Tabii ki ben kaçırmadım. Sansasyon peşinde olsam “Gölcük’te iklim değişikliğine tanık oldum” diye başlık atabilirdim.

Gölcük bizim için özel bir yer ama Abant’ı da severiz. Birkaç fotoğraf paylaşmadan bırakmam.Abant_Ogledensonra_FatihGelincik

Farkedeceğiniz gibi sazlık alanlar ilgimi çekiyor. Üçayak olunca fotoğraflar da net çıkıyor, üstelik, sanki fotoğrafın netlik algılaması da artıyor.

Abant_Sazlar_11112_FatihGelincik

Değişik ışık koşullarında, polarize filtre de kullanınca fotoğrafa değişik renkler yansıyor.Abant_Gunbatimi_FatihGelincik

Abant gölünden de bir yansıma fotoğrafım var.Abant_Yansima_FatihGelincik

Sosyal paylaşıma dönük bir fotoğraf da var. Abant bir kayak merkezi değil ama olanakları değerlendirenler vardı.Abant_Buz_Keyfi_FatihGelincik

Bolu Komanda Tugayı ile ünlüdür. Orayı göremedik ama gölde tatbikat yapanlar vardı …Golde_Egitim_FatihGelincik

Göldeki yansıma aile albümü için de bir fotoğraf sundu.

Gole_Bakmak_FatihGelincik

Bu yansımadan bir başkasına -bir yanılsamaya- geçelim ve bitirelim.Golcuk_Yanilsama_FatihGelincik

Gölün donmuş yüzeyinden alınan bir fotoğraf ters çevrilince nasıl gerçek dışı bir etki yaratıyor değil mi?

 

Elindeki iğneyi inandırıcı bir şekilde tutmayı bilen birisi, gerçekte varolmayan bir ipi görmemizi sağlayabilir.

E.H. Gombrich

 

Tarihi bir fırsat !

Tarihi bir dekor, etkileyici bir sahne oluşturan sütunlar ve yüksek tavan, günün saatine göre dramatik ışık etkileri sunabilen bir dolu pencere.

Ayasofya_1408_95_BBs

Bir fotoğrafçı  için eşi zor bulunur bir stüdyo fırsatı değil mi? Ayasofya’dan bahsediyorum.  Galerileri  gezen ziyaretçiler bu tarihi ‘sahne’de fotoğraflarıma konuk oldular.  Manzara yakalamaya çalışan gruplar da vardı yalnız takılanlar da …

Ayasofya_1307_89td_BBs

Podyumda yürüyen çift için bu ayrıcalıklı bir defile olmalıydı !

Ayasofya_Podium

‘Sahne ışığını’ çıktıklarını farkedenler ise doğaçlama olarak dramatik bir poza büründüler.

Ayasofya_1408_2_BBs

Camlardan süzülen dramatik ışığa vurulan arkadaş grubu kendi aralarında da poz verdiler. Onların göremediği fotoğrafçı için ilginç bir kare oluştu.

Ayasofya_14083_BBs

Sahne gerçekten da kayıtsız kalınacak gibi değildi. Başkaları da sahneye çıktı. Onları izleyenler de vardı.

Ayasofya_14084_BBs

Yüzyıllar öncesinden uzanan tarihi dekor, farkedenler için saklamak isteyecekleri özel bir anı sundu.

Ayasofya_14085_BBs

Ayasofya gezim bu gibi özel mekanların fotoğrafçılara sunabileceği değişik fırsatları farketme açısından güzel bir deneyim oldu.

Kapadokya’nın Taş Kalplileri …

Kapadokya gezilerinin olmazsa olmaz bir parçası, Hayal Vadisi olarak da anılan, Devrent Vadisi gezisidir. Şaşırtıcı kaya oluşumlarıyla ünlü bu vadide tanıdık karakterlere, çeşitli hayvanlara benzeteceğiniz kayalar göreceksiniz.

Bu kayalardan en ünlülerinden biri, çevrelenerek koruma altına alınmış bir deve.

Devrent Vadisi - Deve
Devrent Vadisi

 

Fok sürüsü …

Devrent_Foklar_1404_24td_BBs
Devrent Vadisi

Hacivat ile Karagöz de vadide yerlerini almışlar …

Devrent_Hacivat&Karagoz_1404_152_BBs
Devrent Vadisi

Napolyon’u da uzaktan seçebiliyorsunuz.

Devrent_Napolyon_1404_144_BBs
Devrent Vadisi

 

Dua eden Azize

Azize
Devrent Vadisi

Hamile bir kadın …

Hamile kadın
Devrent Vadisi

 

Devrentteki kaya oluşumlarından esinlenerek tüm Kapadokya gezimiz boyunca, kayalar arasında tanıdık birilerini, birşeyleri yakalamaya çalıştık.

Gülşehir Açıksaray ören yerinde gördüklerimi paylaşmalıyım!

Birileri taş kesilmiş sanki
Gülşehir Açıksaray Ören Yeri – Mantarkaya – detay

Bir de karikatür kahramanı var …

Karikatür kahramanı
Gülşehir Açıksaray Ören Yeri – Mantarkaya – detay

Gördüğümüzü sandığımız bu iki karakter ilginç bir şekilde aynı kaya parçası üzerinde yer alıyor.  Hem de Gülşehir’in simgesi ünlü Mantarkaya üzerinde …

Mantarkaya - Gülşehir Açıksaray Ören Yeri
Gülşehir Açıksaray Ören Yeri – Mantarkaya
Mantarkaya - Gülşehir Açıksaray Ören Yeri
Gülşehir Açıksaray Ören Yeri – Mantarkaya

 

Çavuşin’deki dev adamı görmezden gelemezdik …

Çavuşin'deki dev
Çavuşin

 

Paşabağ’da uzakları süzen yaratık …

Paşabağ
Paşabağ

Sonlara doğru Kızılvadide’de “Bakın! Angry Bird!” diye bağırmışım.

Angry Bird
Kızılvadi – Angry Bird

Kaygılı bir sessizlik sonrasında aile meclisimiz geziyi noktalama kararı aldı.

Onları daha fazla üzmemek için Sky TV’nin çıkış yerinin Kapadokya olabileceğinden kimseye bahsetmedim …

Sky TV ?
Zelve – Sky TV ?