Bahar yağmuru altında sokakta çıplak ayakla koşturduğunuz oldu mu? Yazın deniz kenarında veya derelerde yürümeyi seversiniz ama. Peki sonbaharda kuru yaprakların arasına dalıp yürümeye, kışın dizlerinize kadar karın içine dalıp yürümeye, koşuşturmaya ne dersiniz? Her mevsim ayaklarımızı hoş tutacak bir güzellik buluyoruz galiba.
“Çiğdemler nerede? “ diye meraklanmayın, işte oradayız. Atatürk Arboretum’unda her yeri kaplayan kurumuş yaprakların hışırtılarının tadını çıkararak yürürken sağda solda gördüğüm çiğdemler gözümü aldı. Hemen birkaç gün sonra makro merceğimi kaptığım gibi onların dünyasına daldım. Dikkat kesilmedikçe gözlerimizin seçmediği güzellikleri, yüksek çözünürlüklü bir fotoğraf makinası ve bir makro mercek önümüze seriveriyor.
İncecik saplı bu narin ve güzel çiçeklerden sizin için seçtiklerime gelince …
Atatürk Arboretum’unda doğal ortamda serpilen çiğdemleri bırakıp Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’ne geçiyorum. Burada değişik çiğdem türleri var; Gezgin Çiğdem, Mor Çiğdem, Güz Çiğdemi, crocus coreocreticus türlerini görüyorum. Bunlar koruma altındalar, özenle bakımları yapılıyor.
Dikkatlerin dağılmaması için çiğdemleri tek başlarına çekmeye çalıştım. Bunun için de diyaframı açınca fotoğraflar daha soyut görünümlü oldu, bazıları hepten sulu boya resimleri andırıyor. Bazıları benim hoşuma gittiler, umarım siz de beğenirsiniz …
Çiğdemlerin her bir iletim kanalı zarif bir şekilde görülüyor.
Kameranızdan yine harika kareler dökülmüş
Bir sonraki kırmızı/sarı sonbahara kadar
İyi çekimler
Sevgili Fatih bey,
Sonbahar kompozisyonlarınız beni çok heyecanlandırmamıştı ama bu seri bir harika olmuş, En az nilüferler ve Martılar kadar güzeller. Ellerinize sağlık. Tebrikler.
Serhad Bey,
Teşekkür ederim. Şimdi çiğdemler için de bir galeri açmak farz oldu 🙂
Seneye de, kısmet olursa, seriyi genişletirim.