‘Portre fotoğrafı istiyoruz’ diyen kızgın ve sabırsız kitleler ile ‘Hani kızımızın fotoğrafları?’ diyen üzgün anne-babanın uzun süren bekleyişlerine son verme zamanı geldi. Uzatmalı fotomodelim Duru’nun hafta sonundaki taç giyme etkinliği çekimlerini paylaşmak istiyorum.
Etkinlik Duru’nun tacını takmasıyla başladı. Zaman zaman konukları, zaman zaman da etkinlik fotoğrafçısını süzmesiyle devam etti.
Bakışlarda bana özel bir şey yok. Ben sadece bir etkinlik fotoğrafçısıyım. Ama yavaş yavaş ısınacağız. Neredeyse kamerayı oynatmadan Duru’nun değişen yüz ifadelerini yakalıyorum: yapsak mı yapmasak mı? – mahcubiyet – merak – secevenlik – şirinlik …
Fotoğraflar adeta slide gösterisi gibi devam ediyor. Sanarsınız ki makinayı üç ayak üzerine bağladım, öyle değil. Koltukta yan yana oturuyoruz, makine elimde, tıkır tıkır çekiyorum.
Duru’ya ait bir de galerim var biliyorsunuz. Bu fotoğrafların hepsini birden oraya koyamam. Ama değişik yüz ifadelerine de kıyamadım, dolayısıyla burada, şimdi, kısa bir film gibi akıp gideceğiz.
Bu son fotoğrafa bir daha bakalım. Hanımefendinin yüzü gülüyor. Saklamak isteyeceğimiz bir fotoğraf.
Sonunda bana olan ilgisinin arttığını hissediyorum.
Tam ben ‘dünyada sadece ikimiz varız’ diye düşünürken mesafeli de olsa çevredekileri onurlandırıyor.
Zaman geçiyor. Saçla oynama başladı. Elimi çabuk tutmalıyım.
Artık seansı bitirme zamanımız geldi. Duru’nun yüzünde sabırsızlık görmeden tadında bırakmalı. ‘Kız iyi sabretmiş’ diyebilirsiniz. Nedenini söyliyeyim: Seven gönül katlanır.