Kar olmadan kış bloğu olmaz diyerek bazı güncel fotoğrafları ötelerken zaman geçiverdi.
Karla birlikte sessizlik de yağar sanki. Geceyarısına doğru veya sabahın çok erken saatlerinde, üzerine basılmamış kara bata çıka yürümenin bir başka güzel yanı da kar sessizliğidir bence. Bizi, konuşmayı bırakıp sessiz kalmaya, o anın tadını çıkarmaya çağırır.
Gelin görün ki, bu defa, Bolu Gölcük’e geldiğimizde şiddetli lodosun etkisiyle savrulan çamlar ve rüzgarın ürkütücü uğultusuyla karşılaştık. Çok kalamadık, tutunamadık … Biz suskun kaldıkça rüzgar çevremizde homurdandı durdu.
O günlerde ısınan hava nedeniyle ağaçlardaki karlar erimişti. Gölün buz tutmuş yüzeyi ile çelişen yeşil tonları benim hoşuma gitti. Gölcük fotoğraflarının demirbaşı olan Orman Bakanlığı’nın şirin misafirhanesini çerçevede doğru yere yerleştirip fotoğrafımızı çektik.
Eskilerden birkaç Gölcük fotoğrafı daha …
Bir dergide ünlü bir fotoğrafçı manzara fotoğraflarında insanların yer almasına karşı olduğunu belirtiyordu. Nedenini şöyle açıklıyor :” Fotoğrafta insan yer alırsa izleyicinin gözü ona doğru kayacak ve manzaranın etkisi azalacaktır.”
Yukarıdaki fotoğrafın çok benzeri bir manzara fotoğrafına bakalım ve yazara hak verelim.
Gölcük’te çektiğim, mıknatıs gibi beni çeken misafirhanenin yer aldığı onca fotoğrafı düşünürken bir çağrışım beni okyanus ötesine taşıdı. Nereden nereye …
Kahramanımızın adı Nicholas Nixon. 1975 yazında eşinin ve onun üç kızkardeşinin fotoğrafını çekmiş. Bir yıl sonra, kızkardeşlerden birinin mezuniyet gününde kız kardeşlerin fotoğraflarını, bir yıl önceki fotoğrafta yer aldıkları sırada, tekrar çekmiş. Bu bir gelenek haline gelmiş. Sonunda, iletişim çağında “Brown Kızkardeşler” fotoğraf serisi bir olay olmuş. New York Times’da “40 yılda 40 portre” başlığıyla haber olmuşlar. Bu fotoğraf serisinden ve gazetedeki yorumdan ne kadar etkilendiğimi anlatamam. İspanya’da, Granada’da sergilendiğinde sergiyi gezenler resmen ağlamışlar. İlgi duyanlar için bu haberin bağlantısını paylaşmam gerekiyor.
http://www.nytimes.com/interactive/2014/10/03/magazine/01-brown-sisters-forty-years.html?_r=0
Aslında benim bu bloğa, burada ara verip sizin, tüm fotoğrafların yer aldığı bu gazete haberini okumanızı beklemem gerekiyor. Gazetedeki haberin yazarı da, bir roman ve öykü yazarı. Çok da güzel yorumlamış.
Oldu olacak, Gölcük fotoğrafımıza dönerken bir başka fotoğraf serisinden daha bahsedeyim. Murad Osmann adlı bir Rus fotoğrafçı 2011 yılından bu yana kız arkadaşı ile çıktığı gezilerdeki fotoğrafları ile dikkati çekmiş. Fotoğraf serisinin özelliği –imzası- bir manzara ve fotoğrafın hemen ortasında, bize sırtı dönük bir kadın. Bazan sağ, bazan da sol kolunu geriye doğru uzatmış ve eliyle fotoğrafçının elini tutuyor. Tamam bu seri farklı –pop tarzında-, hatta kız arkadaşı bazı fotoğraflarda baş rolde yer alıyor. Bu değişik seriye de bir göz atın bence.
Birkaç saat arayla aynı dal parçasını katı ve sıvı hallerde -yani nerdeyse!- gördük. Tabii ki ben kaçırmadım. Sansasyon peşinde olsam “Gölcük’te iklim değişikliğine tanık oldum” diye başlık atabilirdim.
Gölcük bizim için özel bir yer ama Abant’ı da severiz. Birkaç fotoğraf paylaşmadan bırakmam.
Farkedeceğiniz gibi sazlık alanlar ilgimi çekiyor. Üçayak olunca fotoğraflar da net çıkıyor, üstelik, sanki fotoğrafın netlik algılaması da artıyor.
Değişik ışık koşullarında, polarize filtre de kullanınca fotoğrafa değişik renkler yansıyor.
Abant gölünden de bir yansıma fotoğrafım var.
Sosyal paylaşıma dönük bir fotoğraf da var. Abant bir kayak merkezi değil ama olanakları değerlendirenler vardı.
…
Bolu Komanda Tugayı ile ünlüdür. Orayı göremedik ama gölde tatbikat yapanlar vardı …
Göldeki yansıma aile albümü için de bir fotoğraf sundu.
Bu yansımadan bir başkasına -bir yanılsamaya- geçelim ve bitirelim.
Gölün donmuş yüzeyinden alınan bir fotoğraf ters çevrilince nasıl gerçek dışı bir etki yaratıyor değil mi?
Elindeki iğneyi inandırıcı bir şekilde tutmayı bilen birisi, gerçekte varolmayan bir ipi görmemizi sağlayabilir.
E.H. Gombrich
Ellinize sağlık Fatih bey, gerçekten güzel “shotlar” 🙂 özellikle Aile fotografına yansıma olarak bayıldım ..Süper …yeni resimleri bekliyoruz,
Bol Şans 🙂
Serra Hanım,
İlginize teşekkür ederim. Lütfen blog’daki bağlantı ile “Brown Kızkardeşler” ile ilgili New York Times haberine de erişip göz atın. Kesinlikle kaçırılmaması gerek, çok etkileyici.
İyi günler.