“Zevk ve sefa” devri olarak özetlenebilecek Lale Devri aynı zamanda Gerileme Devri içinde yer alır ve sadrazamın idamı, padişahın tahttan indirilmesiyle sonlanır.
Fotoğrafçınız için Lale Zamanı Emirgan Korusu, Hidiv Kasrı, Gülhane ve Göztepe parklarına yapılan koşuşturmalarla özgün fotoğraf kareleri yakalama çabası gösterilen dönemdir.
Şimdi bu fotoğrafın renkleri itibarı ile bir hassasiyet içerdiğini kabul ediyorum! Bir kısmınız – Parma taraftarları olanlarınız- profil resmi olarak seçerken bir kısmınız da beni alkışlayarak veya başka şekillerde protesto edebilirsiniz. Ama üzüm sümbüllerinin kuşattığı bu lale bence güzel, sade bir poz oluşturuyordu.
Fotoğraf sanatında sadeliği hedefleyen minimalist akım “Az olsun öz olsun” nitelemesiyle gayet güzel özetlenebilir. Hem bu nitelemenin kaynağını görmek hem de bu akımı örnekleyen fotoğraflara göz atmak için lütfen aşağıdaki bağlantıyı kullanın.
http://listelist.com/minimalist-fotograflar/
Lale Zamanı’nda parklarda yapılan düzenlemelerin, yani belli bir alana yayılan ve bazan çok sayıda çeşitli lalenin yer aldığı karelerden çok –mümkünse- laleleri yalnız yakaladığım kareleri tercih ediyorum. Bir tür tektekçilik yani.
Merceğin diyaframını sonuna kadar açıp arka planı neredeyse bulut haline getirmek de iyi bir yöntem. Neyi, kimi çekiyorsanız onu gösterip önünü arkasını sis bulutu ile sarıyorsunuz. Alttaki fotoğraftaki lale erimekte olan bir mum gibi göründü gözüme.
Mum deyince benim aklıma “Mum Kokulu Kadınlar” değil de Elton John’un –kendisini kişi olarak sevmesem de- “Candle in the wind/Rüzgardaki mum” şarkısı geliyor.
Bu şarkının sözleri aslında Marilyn Monroe için yazılmış ama sonra Prenses Diana için “Gülegüle İngiltere’nin gülü” şeklinde başlıyan dizelerle değiştirilmiş. Şarkının orijinali ise “Güle güle Norma Jean” dizesi ile başlıyor. Norma Jean, Marilyn Monroe’nun asıl adı. Şiir Marilyn Monroe’yu sinemada 22.sırada oturup izleyen, onu artist olarak değil de insan olarak –Norma Jean olarak- hisseden birinin bakışını yansıtıyor. Benim sevdiğim bölüm şöyle:
Bana öyle geliyor ki sen hayatını
Yağmur bastırdığında kime tutunacağını bilemeden
Rüzgar altındaki bir mum gibi yaşadın
…
Şarkının orijinal sözleri için aşağıdaki bağlantıyı izleyebilirsiniz.
http://ceviri.alternatifim.com/data.asp?ID=5549&sarki=Candle%20In%20The%20Wind&sarkici=Elton%20John
Koskoca koruda, parkta yüzlerce, binlerce lale varken tektekçilik yapınca böyle çağrışımlara da daha kolay yakalanıyorsunuz. İşte size ateşler içinde bir lale …
Bir blog yazarı sarı lalenin bir zamanlar umutsuz bir aşkı simgelerken şimdilerde neşeli düşünceleri, güneşi çağrıştırdığını yazmış. Fotoğraftaki lale ateş kırmızısı ile kuşatılmış. Fotoğrafta lalenin yerinde bir kızcağız duruyor olsa –adı Lale olabilir, sorun yok- fotoğraf sevdanın fotoğrafı olurdu.
Sırada yine bir yalnız kalp var. Parlak, kan kırmızısı güzel bir lale ve arka planda mor sümbüller -daha doğrusu renkleri.
“Hiç mi toplu fotoğraf göremeyeceğiz?” diyenleriniz için …
Grup fotoğrafı deyince benim gözdelerimden birini – Laleler galerisi’nin kapak güzelini- koymadan yapamadım. Sırtlarını bilge bir çam ağacına yaslamış beyaz laleler. Birkaç tanesi -kulisten eğilerek sahneye bakar misali- güneş ışığını güzelce yakalamış. Değişik beyaz tonları ile, ağaç dokusu ile benim favorilerimden biri bu fotoğraf. Hani ıssız adaya götüreceklerimden …
Portakal rengi tonlarındaki laleleri de seviyorum. Onları da üzüm sümbülleri kuşatmış.
Hafif metalik renkleri soğuk bulmazsanız iki nesli bir araya getiren bir fotoğrafım da var.
Makro çekim bir fotoğrafımız da olsun. Değişik bir lale çeşidi. Adı da ilginç: papağan lalesi. Üzerinde börtü böceği de var. Pul toplayanlar için pulun üzerindeki damga nasıl önemliyse çiçekler üzerinde börtü böcek olması da öyle.
Emirgan’dan bir grup papağan lalesi. Aralarda da “en iyi yardımcı oyuncu” ödülüne aday mor sümbüller …
Şimdi de “Asortiye bak!” dedirtecek bir fotoğrafa bakalım.
Kapanış için tercihim romantizmden yana oldu. Lale Zamanı sona ermeden parkları bir daha dolaşın.
Eline sağlık, fotoğraflar çok güzel. Özellikle renkler harika…
Sağolasın. Geniş alanlardaki düzenlemeleri de geniş açıyla çekmek istiyordum. Ama bu yıl parklar çok kalabalıktı. Öyle olunca da rahat edemedim.Laleler de bozulmaya başladı. Seneye kısmet artık!
Fatih bey artık görmek için gezeceğim sanırım. Fotograf çekmemeliyim buna karar verdim:))nefes kesici kareler
Keşke bu olağanüstü çiçek bir devrin çöküşü yerine Hollanda gibi sektörel kalkınmanın sembolü olabilseydi bir ara Krukenhof lale bahçesindeki resimleri gönderirim bakalım bulabilirsem
Bir bahçede bir Park’ta görüşmek üzere
Not 26 Nisan’da erguvan İstanbul gönüllüleri ile Boğaz’da dolaşılacak ben Facebook’tan paylaşırım kesinleşince
Tümay Hanım teşekkür ederim ama sizinki benim fotoğraf dergilerindeki, 500px gibi büyük fotoğraf sitelerindeki fotoğraflara bakınca hissettiklerimden pek farklı değil! Kendi çektiklerimizi yine de sevmeyi biliyoruz. Siz makinanızı yanınızdan eksik etmeyin. Hollanda lale bahçesindeki fotoğraflarınızı görmek şart oldu. Daha önce de söylemiştiniz çünkü. Bu yıl bizim TEOG yılımız. 26 Nisan biraz zor olur ama gönüllüleri izlemek istiyorum.