…
Erisin de şu dağların karı erisin
Erisin de düz ovaya dökülsün
Eğer güzel benim ile gelmek dilersen
Lale sümbül açılsın da gidelim
..
Blog’umun başlığı bir uzun havanın sözlerinden esinlendi. Şiirde lale sümbülün açması, gitmenin, yola koyulmanın zamanını vurguluyor. Benim için ise, lale sümbülün açması, kavuşma zamanının geldiğini hatırlatıyor. Yıllar içinde arka fonda dağ sümbülleri olan lale fotoğraflarını çok sevdiğimi farkettim.
Tane tane –üzüm tanesi gibi- gözükmeleri de mor desenli bir arka fon oluşturmaları da gözüme hoş geliyor.
Hele birkaçında sümbüller mor bir buluta dönüşmüş …
Lale zamanında, parklarda yapılan düzenlemelerin fotoğrafları geniş açı mercek istiyor, kalabalık da olunca pes ediyorum. Küçük ölçekte olsalar da, bir iki fotoğrafı paylaşayım.
Şimdi de canlı renkleri için yer vermek istediğim bir fotoğraf geliyor. Sümbüller ihmal edilecek kadar az ama olsun!
Sırada paylaşmak açısından zor karar verdiğim bir fotoğraf var. Siz bakın, açıklamayı sonra yapayım …
Sıkıntım başroldeki lalenin net çıkmamış olması, ama arka fonun sulu boya havasını sevdim. Teknik zorluk; laleyi net çekersem arka fonun sulu boya havasının kaybolacak olmasından geliyor. Yapmam gereken: aynı noktada ikinci bir fotoğraf ile başroldeki kırmızı laleyi net yakalamak sonra da bir yazılımla her iki fotoğrafın güzelliklerini tek fotoğrafta birleştirmek. Bunu öğrenmem gerekiyor. Bazılarınız ‘Öğren de gel’ diyerekten, çat kapı, sergiyi terketmiş bile olabilir. Bence kalın, bak sonra pişman olursunuz!
Sanki özenle aydınlatılmış, klasik bir lale güzeli. O güzelim sümbüller de, koyulaşarak, arkalarda seçilmez oluyor. Sade, adeta hüzünlü bir tablo.
Sırada kendini sümbüllerin üzerine bırakmış bir başka lale. Gözyaşları içinde …
Sembolizm … Şiirin sessiz bir şarkı olması gibi fotoğrafın da geçmişin sis basmış anılarını çağrıştırması … Yok mu aranızda, bir yalnızlık anında, geçmişte kalmış ama gönlünüzü adamakıllı yangın yerine çevirmiş birisini anımsayan? Sıradaki fotoğraf sizin için …
Çok açıldık! Yavaş yavaş kıyıya dönelim. Yine kırmızı, yine mor gelsin. Ama bu defa iç açıcı olsun.
Emirgan’dayım. Kırmızı papağan laleler ve tabii ki sümbüller. Bu noktadan ayrılamadım; şurasından, burasından habire çekiyorum. Bir de aile fotoğrafı paylaşalım. Kırmızı ve morun yanında canlı bir yeşil.
Kendime göre lalere öyküler yakıştırdım. Sıradaki fotoğrafı da sizler güzel güzel yorumlayın.
Canlı, güzel bir tablo ile lale – sümbül kardeşliği mevsimini kapatalım.
Fotoğraflar kadar, hikayelerine de hayranım.. İlgiyle takip ediyorum..
Hiç sorma. Resmen sorguya çekildim. Sanatçının o kadar üstüne gidilmez ki!