Geçenlerde elime geçen bir kitaba takıldım: “Ölmeden Önce Çekmeniz Gereken 100 Harika Dijital Fotoğraf”. Tamam! Ben de “Ölmeden önce yapmanız gereken …” diye başlayan iddialı kitaplara, tezlere hemen atlamam, hatta şüpheyle bakıp savunma durumuna geçerim. Tekrarlanan klişeler, radyoda her gün defalarca çalınan şarkılar gibi itici gelir.
Neyse, “Kısa kes, takılmışsın işte kitaba” diye düşünmekte haklısınız. Efendim, öte yandan, bu kitap bana bir “Yoklama listesi” sunuyor. Örneğin, “Bir yaşlının saygınlığını, ruhunu yakalayabildin mi?” diye soruyor, “Bir hayvanın kişiliğini yansıtabildin mi?” diye soruyor. Sorular, daha doğrusu öneriler sürüp gidiyor. Sonunda bu kitabın bir fotoğraf meraklısı için bir dizi güzel öneri sunduğuna karar verdim.
Bir hayvanın kişiliğini yansıtan fotoğraf … Aslında yakın çevremde kişiliğini yansıtabilecek kadar iyi tanıdığım hayvan yok. Ama ilginç hayvan fotoğraflarım var mı? Var. Bu fotoğrafları yakıştırmalar yaparak paylaşmak istiyorum. Bakalım size de ilginç gelenler olacak mı?
Moda fotoğrafçılığında çığır açıp daha sonra farklı fotoğraf tarzları ile de uğraşan Richard Avedon, portre fotoğrafçılığının gösteri – performans- olduğuna inanırdı. Portrenin doğal olup olmaması değil gösterinin iyi ya da kötü olduğuna bakılmalıydı. Tüm yapabileceğiniz karşınızdaki yüze; ifade, davranış, giyim-kuşam aracılığıyla bir şeyler yansıtabilmek … Ben de yakıştırmalar yaptığım, kendimce bir hikaye uydurduğum hayvanlara o gözle bakmanızı istiyorum.
Fotoğraf çekimleri sırasında hiçbir hayvan acı çekmedi!
İlk fotoğraf kıskançlık konusunu işliyor!
Kargalar daha belirgin olsunlar diye fotoğrafı kenarlarından kırptım. Görseniz, gerçekten koca gökyüzünde bitişmiş gibi duruyorlardı. Üsttekinin kıskançlık yaptığını anladım! Rahatsız oldum, koskoca gökyüzünde kızı veya çocuğu bu kadar sıkmaya, boğmaya gerek var mı? Bu ilişkinin gidişatını iyi görmedim.
İnsanlarla içli dışlı yaşamanın sonucunda kargalar, giderek, yaşam mahallerimizde daha görünür hale geldiler. Bir sabah eşimin başına doğru tehlikeli bir sorti yapan karganın aslında mahalle esnafının “Haydar” olarak adlandırdığı saygın bir karga olduğunu öğrendik. Demek ki hayvanları kişileştirme konusunda yalnız değildim.
Kargalar ile başladık çok ilginç bir haber ile devam ediyoruz. BBC’de yayınlanan bir haberin konusu “Kargaların hediyeler sunduğu kız …” . Olay 2011 yılında dört yaşındaki Gabi adlı bir kız çocuğunun yemek kırıntılarına kargaların üşüştüğünü farketmesiyle başlıyor. Sonraları bilinçli olarak beslenme çantasındakileri onlarla paylaşmaya başlıyor. 2013 yılında Gabi ve annesi, bahçelerinde kargalara düzenli olarak yiyecek vermeye başlıyorlar. Her sabah suyunu tazeledikleri bir suluk ve kargalar için yer fıstığı koydukları bir sofra düzeni oluşturmuşlar. Ve işte ondan sonra kargalardan hediyeler gelmeye başlamış. Bir küpe, bir menteşe parçası, parlak bir taş ve niceleri …
Haber ve fotoğraf – Katy Sewall
Bahçenize dadanan onca karganın seslerine bayılmayabilirsiniz ama hediye faslı çok güzel bir deneyim olmalı. Küçük kıza gelen hediyeleri bir görseniz. İlgilenenler için haberin bağlantısını paylaşayım.
http://www.bbc.com/news/magazine-31604026
Kargaları selametle bırakıp diğer hayvanlara dönelim. Besbelli bu günlerde hayvanlar aleminde sıkıntılar yaşanıyor. İşte belgesi aşağıda. Mizahımızda “Kötü Kedi” tiplemesi var. Ama ben, “Geçen Yaz Ne yaptığını Biliyorum” adlı korku filminde yer alabilecek bir kediyi kendi gözlerimle gördüm!
Hayvanın günahını mı alıyorum acaba?
Bir pencerenin kenarına ilişen bir sokak kedisi ise bulanık camın arkasından, içeridekilere ulaşmaya çalışıyor. Bulanık, pis bir cam, arkada sembolik değeri olabilecek demir parmaklıklar … Sanki stüdyo fotoğrafı. Bir zamanlar her yerde karşımıza çıkan “Ağlayan çocuk” resminin kediler için yorumlanışı gibi.
Suratsız bir hayvanın için her şeyin yine de yolunda gidebilmesi de mümkün. Youtube’da çıkan videosu 17 milyon defa izlenen “Huysuz Kedi”’nin Nicole Kidman’dan daha fazla para kazanması inanılır gibi değil. Ama hayvanın öyle bir karizması var ki, helal olsun demek gerek.
https://www.youtube.com/watch?v=INscMGmhmX4
İletişim çağı, sen nelere kadirsin?
Eveet. Ben, yine de, olumsuz/ümitsiz hayvan tiplemelerini dengelemek için, eskilerden, “Düşünen Leylek”i paylaşayım sizlerle.
Var değil mi öyle bir “düşünen leylek” hali?
Hemen bir başka leylek fotoğrafı …
Havada yürürken yakaladığım leyleğin fotoğrafı biraz daha net olsaymış iyi olacakmış. Michael Jackson’un meşhur “Ay Yürüyüşü”nü çağrıştırdı bana.
Gülhane’de leyleklerin bırakıp gittikleri yazlık evlerine bakıyorum. İlkbahar artık kapımızda. Bekliyoruz.
Darıca hayvanat Bahçesi’nden güncel bir kaç fotoğrafa göz atalım.
Arkadaşın ağzı açık kalmış. “Liverpool’un beşinci penaltısını bekliyor” havası var. Lokması ağzında, öylesine dona kalmış.
İşte size her acının tiryakisi olmuş havasında biri. Dile gelse, kim bilir neler duyacağız.
Gününde olmayan biri daha. Patlamaya hazır bir hali var. Çok üstüne gitmemek akıllıca olur.
Bilmiyorum, bu fotoğrafa bir duygunun adını verin desek, “hüzün”den başka duygu öneren çıkar mı? Tabii ben yine olayı abartıp “perçemi taranmış gibi duruyor, özel bir gününde gönül kırıklığına uğramış” diyeceğim.
Yanlış anlaşılmasın, hüzün ve, neden-sonuç ilişkisi ile bağlı olduğu, acı hiç de hafife almadığım, hatta çok önemsediğim duygular. İki alıntı geliyor.
Hilmi Yavuz’un Nazım Hikmet şiirindeki şu dizeleri çok severim:
hüzün ki en çok yakışandır bize
belki de en çok anladığımız
Graham Greene’in, Türkçe’ye Zor Tercih olarak çevrilen romanının girişinde yer verdiği, Leon Bloy’dan yaptığı alıntı da çok hoşuma gitmişti:
İnsanın kalbinde henüz var olmayan yerler vardır, buralara acı dolar ve onları var eder.
“İçimizi yeterince burktun” diyorsunuz. Havayı değiştirelim. Bulmaca çözmeye ne dersiniz? Gelin, kayıp zürafayı bulalım. “Kamuflaj” adını verdiğim fotoğrafa bakalım.
İki zürafadan birisi başını, saklanmak istercesine, diğerinin vücuduna yaslamıştı. Hoşuma giden bir fotoğraf oldu. Zürafanın derisindeki desenler, araziye uymak isteyen komandoların giysilerindeki desenlere benziyor. Hayvanlarla ilgili, hoşuma giden bir başka benzetme de zebraların çizgili desenlerinin pijama‘ya benzetmesi. Zebra fotoğrafım yok, sırf gevezelik olsun diye yazmak istedim.
Bloğumuzu “yazısız karikatürler” gibi, yorum gerektirmeyen bir fotoğraf ile bitirelim.
Kargalardan gelen hediyelere bayildim:)
Renan Hanım,
BBC’deki haberde, küçük kızın, kargalardan gelen, üzerinde “Best” yazılı bir madeni parçaya bakıp, bir karganın da “friend” yazılı bir kolye taşıdığını taşıdığını hayal etmesi çok hoşuma gitti. Kargalara artık daha değişik bir gözle bakmak gerekiyor!